TAHKİM

TAHKİM

TAHKİM NEDİR?

TAHKİM TÜRLERİ NELERDİR?

TAHKİME NASIL BAŞVURULUR?

 

 

            Tahkim; hukuken tahkim yoluna başvurmanın mümkün olduğu uyuşmazlıklarda, uyuşmazlığın devletlerin resmi yargı organları yerine hakem de çözüme kavuşturulmasıdır.

 

            Tahkim öncelikle ulusal ve uluslararası tahkim olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda uluslararası tahkim sözkonusu olmaktadır.

 

            Tahkimi birde Ad-hoc (geçici-muvakkat) tahkim ve kurumsal tahkim olarak sınıflandırmak mümkündür. Ad-hoc tahkimde tarafların tahkim yargılamasını yapacak olan hakem ve hakem kurulunu, tahkim yerini, tahkimde uygulanacak olan usul ve esas kuralları ile tahkim dilini belirleme konusunda tam bir serbestisi vardır. Kurumsal tahkim ise tahkimin önceden kurulmuş bir tahkim merkezi tarafından yerine getirilmesidir. Bu kurumlarda tahkim yargılaması için uygulanacak olan prosedür, usul ve esas kuralları önceden belirlenmiş olduğundan tarafların bu açıdan herhangi bir sıkıntı yaşamasının önüne geçilmiş olmaktadır. Fakat uluslararası uyuşmazlıklarda tarafların Ad-hoc tahkimi tercih ettiği de görülmektedir. Bunun nedeni kurumsal tahkim merkezlerinin devletlerin ve güçlü ticaret aktörlerinin etkisi altında kalacağına dair duyulan endişedir. Diğer yandan kurumsal tahkimin masraflarının, Ad-hoc tahkim yöntemine nazaran daha yüksek olduğuna dair genel kanaat de tarafların Ad-hoc tahkim türünü tercih etmesine neden olabilmektedir. Ne var ki Ad-hoc tahkimde tarafların sahip olduğu serbesti, tahkim sırasında uygulanacak olan usul ve esas kurallarının belirlenmesinde ve uygulanmasında sürecin uzamasına ve eğer taraflar başlangıçta hakem ve tahkim masraflarını netleştirmemiş ise sonradan ortaya çıkan masraflar, beklenilenin aksine Ad-hoc tahkimin daha fazla masrafla sonuçlanmasına neden olabilmektedir.

 

            Uluslararası ticari uyuşmazlıklarda tahkim sıklıkla tercih edilen bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olmakla birlikte ülkemizde henüz tahkimin istenilen seviyede tercih edilmediği görülmektedir.

 

            Tahkimin tercih edilen bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olmasının başlıca nedenlerini;

 

-        Tahkim süresinin mahkemelerdeki yargılama süresine kıyasla oldukça kısa olması,

-        Tahkim sonucunda verilen kararın kesin ve tenfiz yolu ile iç hukukta uygulanabilir olması,

-        Masrafların azlığı,

-        Hakemlerin konusunda uzman kişiler arasından seçilmiş olması nedeniyle nihai kararın adil olduğuna dair inanç olarak sıralayabiliriz.

 

               Bu noktada belirtilmesi gereken önemli bir hususta, tahkimin iç hukukta uygulanmasına engel olabilecek tek neden kamu düzenine aykırılık olarak belirlenmiştir. Tenfiz esnasında hakem kararının kamu düzenine aykırı olduğu tespit edilirse, söz konusu hakem kararının iç hukukta kabul edilmesi mümkün olmayacaktır.

 

 

 

            Uyuşmazlığın taraflarının tahkim yoluna başvurabilmesi için öncelikle yerine getirilmesi gereken koşul tarafların “tahkim sözleşmesi” ni yapmış olmalarıdır. Tahkim sözleşmesi veya şartına taraflar arasında akdedilen esas sözleşmede yer verilebileceği gibi tahkim için taraflar müstakil bir sözleşmede yapabilirler.

 

            Tahkim sözleşmesine sahip olan taraflar uyuşmazlık çıktıktan sonra Ad-hoc tahkimi tercih etmeleri halinde yukarıda da belirtildiği gibi hakem veya hakem kurulunun seçiminden, tahkime ilişkin usul ve esaslar ile tahkim yeri ve dilini kendileri belirleyebileceklerdir. Eğer taraflar kurumsal bir tahkim merkezine başvurmayı tercih ederlerse bu durumda tercih ettikleri merkezin talep ettiği şekilde başvurularını yapmaları gerekmektedir.

 

            Genel olarak tahkim merkezlerinde uygulanan prosedürün birbirine benzediği görülmektedir ve prosedür aşağıda belirtilen şekilde işlemektedir:

 

1.     Davacı adını, soyadını, adresini, kendisini bir vekil ile temsil ettirmek istiyorsa vekilinin adı, soyadı ve adres bilgilerini, davalının adını, soyadını ve adres bilgilerini, uyuşmazlık konusunu anlatan ve uyuşmazlık konusunun dayanağı olan belgeleri ile talep sonucunu içeren bir dilekçeyi tahkim merkezinin sekreteryasına ulaştırarak süreci başlatır.

2.     Sekreterya davalı tarafa dava dilekçesini, cevap dilekçesi için gereken süreyi de belirterek davalıya tebliğ eder.

3.     Davalı cevap dilekçesi ile birlikte karşı dava açabilir.

4.     Dilekçe süreci tamamlandıktan sonra sekreterya hakem seçimi için taraflara yeni bir tebligat gönderir.

5.     Tarafların hakem seçiminde mutabık olamaması halinde tahkim merkezi tarafından hakem veya hakem kurulu seçilir.

6.     Hakem veya hakem kurulu belirlendikten sonra tahkim incelemesi başlar ve uyuşmazlık konusunun içeriğine göre 3 ay veya 6 ay gibi kısa zaman dilimleri içerisinde tahkimin sonuçlanması mümkün olabilir.

 

     

              Uluslararası uyuşmazlıklarda en çok tercih edilen tahkim merkezi Paris’te bulunan Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Tahkim Merkezidir. Bunun dışında Londra, İsviçre, Almanya’da bulunan tahkim merkezleri de sıklıkla tercih edilmektedir. Ülkemizde 2001 yılında kabul edilen 4686 Sayılı “Milletlerarası Tahkim Kanunu” ile tahkim yasal bir düzenleme içine alınmıştır. Ayrıca Türkiye 1958 tarihli New York Sözleşmesi ve 1961 tarihli Cenevre-Avrupa Sözleşmesi’ne taraf olmuştur. Ülkemizde 2015 yılında İstanbul Tahkim Merkezi (ISTAC) kurulmuştur. Ayrıca yine İstanbul Ticaret Odası bünyesinde kurulan İstanbul Ticaret Odası Tahkim ve Arabuluculuk Merkezi (İTOTAM), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği nezdinde faaliyet gösteren tahkim merkezi, İzmir Ticaret Odası bünyesinde faaliyet gösteren tahkim merkezi ve 2019 yılında faaliyetine başlayan İzmir Arabuluculuk Uyuşmazlık Çözüm ve Tahkim Merkezleri olarak gösterebilmekteyiz.

 

 

              Av. Yeşim Ulusan DALGIÇ

 

 

                  

 

*Makalenin her türlü telif hakkı Av. Yeşim Ulusan Dalgıç’a aittir.

 

MAKALE ARŞİVİ İÇİN TIKLAYINIZ