VASİLİK

VASİLİK

 

 

 

 

Vasi, bir kimsenin akıl hastalığı, hükümlülük, yaş küçüklüğü, kısıtlılık gibi yetkin olmadığı hallerde malvarlığının yönetimi ve kişilik haklarının korunmasını sağlamak için atanan kişi demektir. Kişinin menfaati ne ise, mahkeme kararıyla atanan vasi tüm hukuki işlerde bu menfaatleri korumakla yükümlüdür.

 

Vasilik, devletin kısıtlı veya küçüklerin korunmasını sağlamak için düzenlediği kurumdur. Türk Medeni Kanunu madde 396 vd. maddelerinde vesayet konusu ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Vasilik sayesinde, hukuki olarak işlem yapmaya yetkin olmayan kişilerin hak ve menfaatleri korunmuş olur. Mahkeme tarafından atanan vasi, vasiliğin Türk Medeni Kanununda belirlenen görevlerini yerine getirir.

 

Vesayet; vasi olma, vasilik demektir. Hukuki anlamıyla vesayet; hükümlülerin, akıl hastası kişilerin, savurgan veya bağımlılığı olan kişilerin, velisi olmayan küçüklerin hak ve menfaatlerini korumak anlamına gelir. Sulh hukuk mahkemesi vesayet makamı olarak tanımlanmıştır ve vesayeti düzenlemekle görevlidir.

 

Vasi tayini için dava açıldıktan sonra yapılacak işlemler kısıtlılık sebeplerine göre değişir. Kişinin yaş küçüklüğü gibi inceleme gerektirmeyen hallerde vasi kararı yaklaşık iki ay içerisinde çıkacaktır. Akıl hastalığı sebebiyle vasi atanıyorsa Adli Tıp Raporu'ndan rapor alınacağı için süre uzayacaktır.

 

Vasi tayini talebiyle açılan davaya vesayet davası denir. Vasi tayin edilmesi bir kimsenin hukuki işlem yapma yeterliliği olmaması halinde gerekli olur. Bu durumda mahkemede vesayet davası açılarak kişi hakkında kısıtlılık kararı verilir ve bir vasi atanır. Böylelikle kişi adına hukuki işlemleri vasi yapar.

 

Vasinin neler yapabileceği Türk Medeni Kanununda sayılmıştır. Esas itibarıyla kısıtlının kim olduğuna göre yapılması gerekenler değişir. Vasi bazı basit işlemleri tek başına yapabilir. Ancak bazı işlemleri yapmak için sulh hukuk mahkemesi veya bununla birlikte asliye hukuk mahkemesinden izin almalıdır. Vasinin, kısıtlı adına kayıtlı gayrimenkul mallarla ilgili yapması gereken tasarruf işlemlerinde Sulh Hukuk Mahkemesi’nden izin alması gerekir.

 

Türk Medeni Kanununun m. 418 hükmü ile kimlerin vasi olamayacağı belirlenmiştir. Buna göre mahkeme; kısıtlıları, kamu hizmetinden yasaklı kimseleri, haysiyetsiz hayat süren kişileri, vasi atanacak kişiyle menfaati önemli ölçüde çatışan veya vasi atanacak kişiyle husumetli olan kimseleri vasi olarak atayamaz.

 

 

      Vesayet altına alınacak olanlar;

 

                Yasal olarak ergin olmayanlar

                Akıl hastalığı ya da akıl zayıflığı olanlar

                Parasını savurganca harcayanlar

                Topluma zararlı olabilecek, psikolojik ruh             haline sahip olanlar

                Alkol ya da uyuşturucu madde bağımlıları

                Özgürlüğünü bağlayıcı ceza alanlar

 

Türk Medeni Kanununun m. 418 hükmü ile kimlerin vasi olamayacağı sayılmıştır. Buna göre mahkeme; kısıtlıları, kamu hizmetinden yasaklı kimseleri, haysiyetsiz hayat süren kişileri, vasi atanacak kişiyle menfaati önemli ölçüde çatışan veya vasi atanacak kişiyle husumetli olan kimseleri vasi olarak atayamaz.

 

Vasilik davalarında görevli ve yetkili mahkeme küçüğün veya kısıtlının ikametgahının bulunduğu yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesidir.

 

Av. Yeşim ULUSAN

 

 

 

 

 

 

MAKALE ARŞİVİ İÇİN TIKLAYINIZ